28 Şubat 2009 Cumartesi

Geride kalan...

Senin için yardım bu gece kafamı.

Böyle ağlatacaksa yeni hayatın seni,
Keşke bırakıp gitmeseydin beni
Çünkü bazen listesini yaptığın geçmişteki güzel anların hepsini birden aklına getirsen bile yetmiyor bu günü kurtarmaya, yarından hiç bahsetmiyorum.

Benim mutsuz olmak için iri yarı, tartışma kabul etmez yeterince nedenim var, bunun için çok çalıştım. Cuma sabahı dün gecenin bütün alkolüyle uyanıp o en son eve gelirken aldığın kahrolası şişenin geri kalan yarısıyla kahvaltıda keyifli başlayıp acı sona eren sohbetin benim yarım kalan şişemin yüreğini de yaktı. Bütün bu olanlar nasıl oluyor, bütün bu olanlar nasıl olmazdı. Kaldırımın üzerinde tek bacağıyla zıplayarak ekmeğinin peşinde koşan martı havalanıp çakılıyor boğazın sularına, eskiden seyrettiğim bir filmden bembeyaz martılar geliyor aklıma, “tropik” kelimesi bir an için canlanıp sonra ölüyor. Ayakkabılarım yere basıyor, gözyaşların damlıyor yaralarına -yaralarıma, önüme yere bakıyorum, çocukluğumun o zamana özgü yalnızlığı anlatıyor seni yüz yaşında olsanda. Değişmedi bu döngü altı-üç-sekiz-bir, altı-üç-sekiz-bir, altı-üç-sekiz-bir… hep aynı; manik-depresif-paranoyak-normal…

Bir gün ben de karşı yönden gelen bir kamyonetle… radyoyu ayarlarken, alkollüyken, güneş gözümü alırken, yorgunken, bıkmışken kafa kafaya girip yoğun bakımdayken hoşça kal diyeceğim sana… Ama ancak o zaman. Bütün gitarlar susacak o zaman, bana ait olan ne varsa susacak ancak o zaman hoşça kal diyeceğim, kendine iyi bak demeyeceğim. Hiç yetmeyecek kendine iyi bakmak, biri gelecek, bir şey gelecek… Kimse memnun görünmüyor, kimse istediğini alabilmiş ve alabilecek gibi görünmüyor.

Şarkılarını dinlemiyor kimse, yolların sapa diyorlar, üzerlerine yazılar yazdığın kağıtlar geri dönüşüme giderken yenilerini yazıyorsun. Sana küsmedim, sen gideceksin, geri geleceksin, sonra tekrar gideceksin ve ben hep burada olacağım, yosun bile tutmayan bir kaya gibi güneşin altında. Ne zaman vazgeçsen seni bekleyen birisi olacak geride. Bir İngiliz şarkısında duyduğum gibi “sana asla yük olmam”. Bütün ziller ayrılık habercisi, paçalarım ıslanmış ve senin sokağının yaprakları sararmış, daha önce geçerken bu yoldan zaten cebimde taşıyordum kalbimi. Ama aşk böyle kolay anlaşılacak bir şey değil ve aşk böyle kolay anlatılamaz. Hiç plan yapmadım ve kazaya kurban oldu yaptığım bütün planlar, hep yalan söyledim aslında hiç yalan söyleyemezken… Sen kızmadın bana ama hiç…

Yağmurları özleyen ağaçların mevsimi geldi, gökyüzü çatırdıyor, seçeneklerimin olmamasını seviyorum, yağmurluk giymeyip, şemsiye almıyorum yanıma. Savunmasız, yağmurdan, ateşten, sopadan, aşktan. Yalnızlıktan. Yürüyorum içimdeki kavanoz kırılıyor, batıyor ciğerlerime.

Sana yalan söyledim, hepinize yalan söyledim, hep yalan söyledim.

Aslında kimseyi sevmedim ben…

Yağmur
Ayaklarımı aldı
Gidemiyorum…


Bunu herkes biliyor aslında, sürmez hiçbir şey sonsuza kadar, güneş doğar gece biter, kar yağar sonbahar biter, sen gidersin aşk biter. Ve uyurken rüyasında zeytin bahçesi görür idam mahkumu. Bütün güzel rüyalar gibi kabuslar da biter. Kabuslar hayallere, gök yere iner, yeryüzü uçar gider. Bağlanma hiçbir ölümlüye ateş söner.

Acıtır, en fazla koluna giren iğne gibi, sonra unutursun, neler unutulmadı ki. Bu geceyi geçir, üzerine bir gece daha. Yeryüzüne iner yıldızlar üzerlerine basıp yürürken dünü göstermez, sadece önünü aydınlatır. “hey dostum basit bir sıyrık, sargı beziyle bastırarak sarınca durdurur akan kanı da”. Kan içine akar ama, söylemezsin kimseye. Kan akar, için yanar. Yanar da yanar. Yağmur yağar, teneke damların üzerine, şarkısını dinlerim ayrılığın. Kendime bile göstermem gözyaşlarımı.

Unuturum
Unutulur
Akıp gider hayat
Bir kart atarsın dünyanın bir köşesinden
İçim burkulur o zaman
Sonra içerken bir gece hatırlarım nasıl küçük adımlarla yürüdüğünü
Güneş doğar
Yağmur yağar
Seller akar
Arap kızı camdan bakar
Bekler, gelmez beklenen
Baktığıyla kalır

3 yorum:

  1. içindeki yaralar dinmiyorda belki dönüşüyor aşkta başka bir boyutta yaşanıyor ilelebet;çok güzeldi bi solukta okudum..

    YanıtlaSil
  2. Süper bir yazı olmuş.İnsanın okurken ruhu acıyor...Keşke unutabilse insan,yaşananlar zamanı geldiğinde canını acıtmak için sinsice beklemese...

    YanıtlaSil
  3. Eşşiz yorumlarınız için derin'den teşekkürler..

    YanıtlaSil